ttps://www.dailymotion.com/video/x7zuzvo
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı.
Değerli okuyucu, yukarıdaki yorumda: "Ruh hastalıkları, cin çarpması ... için kuran okuyarak iyileştirme" geçiyormu? Geçmiyor. Çok sağlam bir kaynaktan buraya taşıdığım yukarıdaki açıklama kesindir.
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
82 —“Kur'an'da mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz. Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.”
Şifâ ve Rahmet Kaynağı Kur’an
Allah Teâlâ, Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm'a indirmiş olduğu kitabından bahsediyor. Bu, önünden ve arkasından bâtılın sızmadığı, Hakîm ve Hamîd olan Allah tarafından indirilmiş olan Kur'an'dır. «Kur'an'dan. mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» Mü'min-lerin kalblerindeki şek, şüphe, nifak, şirk, sapıklık, eğiklik gibi her türlü hastalıkları giderir Kur'an-ı Kerîm. Aynı zamanda o bir rahmettir, îmân ve hikmeti kazandırır. Hayırı taleb ettirir ve ona rağbeti te'mîn eder. Bu, ancak Kur'an'a îmân eden, onu doğrulayan ve bağlananlar için geçerlidir. Bunlar hakkında şifâdır ve rahmettir. Nefsine zulmeden ve böylece küfre dalan kişilere gelince; onların Kur'an'ı dinlemeleri yalanlarını, küfürlerini ve haktan uzaklaşmalarını artırmaktan başka bir şey sağlamaz. Bu musibetin nedeni, kâfirin küfrüdür. Yoksa Kur'an değildir. Nitekim Fussilet sûresinde şöyle buyrulur: «Biz bu Kur'an'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık; âyetleri uzunca açıklanmalı değil miydi, bir Araba yabancı bir dille söylenir mi? derlerdi. De ki: Bu, mü'minlere doğruluk rehberi ve gönüllerine şifâdır. İnanmayanların kulaklarında ise ağırlık vardır ve onlara kapalıdır. Sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.» (Fussilet, 44). Tevbe sûresinde ise şöyle buyrulmuştur : «Bir sûre indirilince, onlardan kimi: Bu, hanginizin îmânını artırdı? der. îmân etmiş olanlara gelince; onların îmânını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşir-ler. Kainlerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşlerdir.» (Tevbe, 124-125). Bu konuda pek çok âyet vardır.
Katâde der ki: «Kur'an'dan mü'minler için rahmet ve şifâ olanı indiririz.» âyetinin mânâsı şöyledir: Mü'min onu duyunca ezberler, korur ve yararlanır. «Zâlimler için ise ancak hüsranı artırır.» kavli hakkında da şöyle demiştir
Zâlim onu koruyup muhafaza etmez ve bu sebeple ondan faydalanmaz. Çünkü Allah Teâlâ bu Kur'an'ı mü'minler için şifâ ve rahmet kılmıştır”.
(Cildin numarası sayfası yok. İsra suresi 82. Ayet olarak aranılacak) Büyük Hadis bilgini İbni Kesir miladi 1301- 1373) tarihlerinde yaşadı
En Etkili Garantili Papaz Büyüsü Yapımı ve Bozma
Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, ’cin çıkarma’ bahanesiyle dini duyguları istismar ederek, cinsel istismar ve dolandırıcılık yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçti.
Şikayette bulunan çok sayıda kadının ifadesi doğrultusunda araştırma yapan polis, Konyaaltı ilçesinde Y.Y.’nin, psikolojik rahatsızlıkları olan kadınlara kendisini ’ermiş’ olarak tanıttığını, “Gözleriniz çok güzel, size nazar duası yapayım”, “Size ölüm büyüsü yapılmış” diyerek samimiyet kurduğunu belirledi. Y.Y.’nin ardından da “İçinize cin kaçmış” diyerek para karşılığı ’cin çıkarma’ seansı yaptığı kadınlara ilaçlı su içirdiğini ve onlara cinsel istismarda bulunduğunu tespit etti.
‘AİLENE SÖYLERSEN DUA BOZULUR’
Görüyorsunuz: çene kuvvetiyle ne işler çevriliyor. Ne icatlar yapılıyor? Üstelik bu hile ve tuzaklara baş vuranların dinle uzaktan ve yakından alakası yok. belki subhaneke duasını da bilmez. ama daima fatura islama ve hocalarımıza çıkartılıyor. Bir başka olay:
Bu sayfanın sonunda Hiristyanlıkta geçerli Kitabı Mukaddes’te emredilene bakınız:
“(YC2009)
12 Gençliğinden beri emek verdiğin Muskalarına, çok sayıda büyüye devam et; Belki yararını görür, Kimilerini titretirsin. (YC2009)”
Kuran bütün bunlara ayrıntılara girmeden Maide/92’ de : bütün bunlar Şeytan işlerinden bir pisliktir. Onlardan uzak kalınız (ilgilenmeyin) ki, kurtuluşa eresiniz” diyor. Yapmayın, demiyor. Uzak kalın. Yani uzak kalmazsanız kurtuluşa eremezsiniz. Rahat ve huzurunuz kaçar. Ama kime anlatırsın?.
Tabii ki Melekler gibi cin ve şeytan da vardır. Fakat Cin ve şeytana insanları elektrik çarpması gibi ruhen hasta etmek, insana girince hiç çıkmamak veya çok zor çıkmak gibi bir güç verilmemiştir. İŞTE BİR GAZETE HABERİ:
SOKAK ORTASINDA CİN ÇIKARMA FAALİYETİ
Sokak ortasında ‘cin çıkarma’ skandalı!.. Balıkesir’de para karşılığı büyü bozduğunu iddia eden adamın dolandırıcılık anları kameralara yansıdı.
samsungazetesi.com Haber detayı için tıklayınız: https://www.samsungazetesi.com/asayis/sokak-ortasinda-cin-cikarma-skandali-h1143457.html
Samsun Gazetesi | Samsun Canlı Haber
DİNİMİZDE CİN VE ŞEYTANLARA BİR ŞEY YAPTIRMA VEYA ONLARI YÖNLENDİRMEK İÇİN -ÇENE KUVVETİNDEN BAŞKA- BİR YÖNTEM VEYA BİR MEKANİZMA YOKTUR. YALAN. İŞTE BİR BAŞKA OLAY:
Ne hadislerde ne de Kuaran’da cin çıkarmak için hocalara gitmek, okunmuş su içirmek veya okunmuş suda cin görmek yahut cin kesmek/ kestirmenin islamda olmadığı ve bu batıl inançları İncil/ Hiristyanlıktan islama değil, bazı Müslümanların kafasına sokulduğunu göstereceğiz. Mesela kadın kızını her hocaya getirip defalarca okuttuğu halde cinler üzerinde iyice yerleştiği için bir türlü çıkmıyor, demek şirktir. Çünkü haşa bu durumda cinleri ilahlaştırmış –yani onlarda Allah’ın (C.C.) gücünü görmek olacağından- şirktir. Bu sebepledir ki Kuran-i Kerim bu düşünceyi Enam Suresi’nde reddetmiştir: “Onlar cinleri Allah’a şirk/ ortak yaptılar. Halbuki onları da Allah yaratmıştır. Enam/100”.
Bu ayetten ne anlaşılmalıdır: kadın diyor ki: “Kızımı onlarca defa hocaya götürdüğüm halde cinleri bir türlü çıkmadı. Hatta hoca dedi ki: “Cinler eskileşti. Damarlarında iyice yerleşti. Bu kızda papaz cini vardır. Kiliseye gidip papaz okursa ancak çıkar” gibi sözler bir Müslümana asla yakışan sözler değildir. Çünkü dini islami Mubin yeterli olmadğından papazdan şifa aranıyor. Eğer bir türlü çıkmıyorsa, sen cinleri ilahlaştırıyorsun. Onlarda haşa Allah’n gücünü görüyorsun. O nedenle bu inanışlar şirk oluyor. Cinlere de iftira ediyorsun. İşte Enam Suresindeki ayet bunu anlatıyor. Yani cinleri de Allah yarattı. Yaratılanda yaratanın gücü olur mu? Bütün bu batıl düşüncelerin Kaynağının hırıstyanlık ve Yahudilik olduğunu göstereceğim.
Bu girişten sonra bakalım hayrettin Hoca ne diyor? uzunca bir soru ile başlıyor. Şöyle ki:
”.
Cevap:
Sihir ve cinlerin insanlara tesiri konusu hala gündemde, hala tartışılmakta, hala birçok insan sihir ve cin etkisi korkusuyla yaşamakta, bu etkiden kurtulmak için yanlış yollara girmekte, boşa para harcamaktadır. Bu sebeple hem heyet halinde hazırladığımız ve yakında Diyanet’in basacağı Tefsir’de hem de Hayatımızdaki İslam isimli kitabımda yazdıklarımızı bazı tadillerle burada bir daha tekrar etmekte yarar görüyorum.
İster etkili olsun ister olmasın sihir, kötüye de kullanıldığı, psikolojik olarak insanları etkilediği, kontrol edilemez olduğu, Allah’ın kurduğu tabii düzeni değiştirmeyi amaçladığı, insanların -dinde “sünnetullah” diye ifade edilecek kadar önemli kabul edilen- bilimsel gerçeklere (meselâ bilimsel tedavi yöntemlerine) güvensizlik duymalarına yol açtığı, insanların zaaflarını, dertlerini, korkularını veya ümitlerini sömürmeye ve onları aldatmaya elverişli olduğu, inanca zarar verdiği ve bunlara benzer daha başka sakıncaları da bulunduğu için şiddetle yasaklanmıştır. Büyücü veya sihirbazların birçok gizli şeyleri bilebildiği, tabiat üstü işler başarabildiği şeklindeki yaygın inançlar, muteber kaynaklarda İslâm’a aykırı
görülmüş, sihri mubah saymanın, haramı helâl saymak anlamına geleceği, bu sebeple de müslümanın dinden çıkmasına sebep olacağı kanaatine varılmış; ayrıca en yetkili ve güvenilir müslüman bilginler, bir kimsenin, sihrin haram olduğuna inanmakla birlikte, sihir yapmasının veya yaptırmasının ya da sihre ve sihirbaza inanmasının da büyük günah olduğu konusunda ittifak etmişlerdir (bu husustaki hadisler için meselâ bk. Buhârî, “Vesâyâ”, 23; Müslim, “Îmân”, 144; Ebû Dâvûd, “Vesâyâ”, 10). Aslında sihir menfaat amaçlı bir uygulama olduğundan Allah, Peygamber ve din gibi kutsal gerçekleri tanımaz; bununla birlikte, ihtiyaç duyduğunda bu değerleri menfaat ve başarı aracı olarak kullanmaktan da çekinmez. Bütün bu anlayış ve uygulamalar, Allah’ın irade ve kudretinin üstünde işler başarabileceği iddiasında olan veya öyle sanılan ya da eyleminin içeriğinde böyle bir iddia saklı bulunan sihirbaza Peygamber’den, hatta Allah’tan daha büyük değer vermek anlamını ortaya çıkarmakta olup sihir yapmayı ve yaptırmayı yasaklayan hükmün temelinde öncelikle bu gerekçeler bulunmaktadır. Sihir öğrenmeyi mutlak olarak haram sayanlar yanında, yalnızca bilgi sahibi olmak ve koruyup korunmak için öğrenmenin caiz olduğunu söyleyenler de vardır. (İbn Haldun, s. 1157; İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, Kahire, 1959, XII, 335; Günay Tümer, “Büyü”, DİA, VI, 501-506).
Kaynak: http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00187.htm